Üretim ve tüketim sistemleriyle insan ve doğa arasındaki ilişkinin ekolojik bir anlayışla yürütülemeyişi doğadaki yıkımı hızlandırıyor, küre ısınıyor, hayvan ve bitki türleri yok oluyor. Enerjinin yanlış kullanımındaki kısır döngü enerji yoksulluğunu derinleştiriyor, yalnızca petrodiktatörleri güçlendiriyor, yaşlı küreyi her geçen gün biraz daha zayıflatıyor.
Havayı kirletme hakkının alınıp satılabildiği bir sözleşmeye dönüşmekten öte doğayı rehabilite etme adına hiçbir ciddî atılımı hedef almayan çevre protokolleriyle küresel doğa sorunlarına çözüm bulmak pek olası görünmüyor!...Bugün protokoller sembolik bir girişim olma özelliğinin yanısıra hangi niyetleri ve çıkarları gizliyor anlamak zor değil… Vicdanlarını rahatlatma, kendilerini iyi hissettirecek imaj çabaları, paravanın arkasında değirmene su taşıma, çevreye verilen zarar vergilendirilerek (=paran kadar kirlet!!!!) vahşi sistemin devamına kaynak sağlama, fikir ayrılıkları, birbiriyle yarışan çıkarlar temiz enerji konusundaki reel girişimlerin önünde barikat oluyor ne yazık ki!!!...
Devletler düzeyinde enerji-iklim sorununa “DUYARLI” olmaya, aktif rol almaya çağırmak için harcanan çaba, zaman ve para , kalıcı bir çözümü uygulamak için gereken enerji, zaman ve parayı çoktan aştı. İnsanlar CO₂ salınımını büyük oranda azaltmak, enerji ve kaynak verimliliğini artırmak dahası ileri düzey ekolojik enerji sistemlerini hayata geçirmek için vermemiz gereken mücadele olmaksızın, yalnızca soyut bir şekilde konuşmaktan hoşlanıyorlar çevresel problemleri. Geleceği yok etme pahasına tüm insanlar vahşî sistemin çarkını döndürmek için bilinçsiz ve sorumsuz aktivitelerine aralıksız devam ediyor. Doğanın bize cömertçe verdiği zenginliklerin hisse senetlerini satamıyoruz diye bu onu daha az değerli yapmaz. Bilâkis uğruna mücadele edilmesi gereken bir mevzû varsa o da hiç şüphesiz tüm canlıların ortak hakları olan temiz su, solunabilir hava ve can veren toprak gibi hayatî variyeti karşılıksız hîbe eden doğanın iyileştirilmesi mevzûdur.
Küresel eğilimler konusunda atacağımız yeni ve gerçek adımlar gelecek yüzyıllar için yaşam kalitesini büyük oranda belirleyecek. Bu eğilimlere yön verecek en köklü çözüm şüphesiz ki bir çığır açacak. Revolusyonun ilk adımları AyDo Water Teknolojisiyle çoktan atıldı bile. Dünyanın sürdürülebilir yöntemlerle büyümesine imkân verecek araçları, enerji sistemlerini ve etik anlayışı yaratma gayreti A.D.Perfect Systems Teknolojisinin bünyesinde fazlasıyla mevcut. Bu gâye ile harekete geçen Doğa Bilimcisi Sayın Ayhan Doyuk bugünü ve yarını aydınlık bir sevince dönüştürüyor. Sayın Doyuk, inovasyonla ilhamı, refah üretmekle saygınlık üretmeyi, ekonomiyle ekolojik kalkınma sistemlerini bir araya getirerek toplumlar için fırsatlar yaratıyor. Katliamlar gerçekleştiren insanoğlunun sınavı geçmesinde, sanık sandalyesinden beraate erişmesinde yol gösterici bir tutum izliyor. Ayhan Doyuk doğa ile insan arasındaki kaybolmuş uyum ve dengeyi yeniden yapılandırarak, gezegenin yaşadığı zor zamanları geride bırakması için gece gündüz emek sarfediyor. Umut ediyorum bizler Ayhan Doyuk'un sonuna kadar açmış olduğu sistemik revizyon kapısından içeri girmek için yarın çok geç kalmış olmayız!!!!.....
Sualp TANYOL www.ayhandoyuk.com.tr
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder